Hakkımda

Fotoğrafım
Akıllı geçinen bir deli, ya da deliliğe vuran bir akıllı...İşte orası tam bir muamma olan şahsına munhasır bir kişiliğim esasında....

13 Ağustos 2010 Cuma

Yar Yareler İçinde...

YAR yine yareler içinde...Dermanı arar başka ellerde...Benim yaram kanarken günden güne,yara sahibim döner dolaşır kapı kapı derman bulma hevesinde...Şimdi ona çare olmak için dokunmalı mı omuzuna bir dost edasında,yoksa ateş etrafında dönmesini mi seyretmeli pervasız bir sevdalı havasında???

3 Ağustos 2010 Salı

Bilmiyoruz ki...

Çok kolay seviyoruz,çok kolay sövüyoruz...Hakkını vermiyoruz bir kere! Ne o çok sevgimizin (!) arkasında duruyoruz,ne de sövmelerimizin...Çok severken nasıl bir çokluksa birden sönüveriyoruz...Sayıp söverken alaim-i semanın altından geçmişcesine 180 derece dönüp birden kanka kesiliyoruz...Kusura bakmayın beyler bayanlar,ne sevmeyi biliyoruz,ne de sövmeyi...

22 Temmuz 2010 Perşembe

......

Tam 'şimdi oldu' derken,birden 'şimdi ne oldu?' demek...'Düz yolda gidiyorum' diyebilmişken,birden duvara toslamak...'Tamamdır' diyorken,ufacık bir söz veya bir hareketle tamamlanacak yerlerin olduğunu görmek...Neticesinde ya olacaklar için sabreder halde bulursun kendini ya da kandırıyor halde... ????

8 Haziran 2010 Salı

Seni Seviyorum.....mu cidden????


Sorun bir çevrenize,'Beni seviyor musun?' diye...'Hayır' diyen çıkacak mı acaba???Sanmam...Nasıl da kolay söylüyorlar,söylüyoruz değil mi bu cümleyi: SENİ SEVİYORUM...Peki ya ağızdan çıkması saniyeyi alan bu cümlenin hakkını vermek için kaç fırın ekmek yememiz gerektiğinin farkında mıyız???Ne kadar çabuk seviyoruz biz böyle...Ne kadar çabuk herşeyimiz,değerlimiz,kıymetlimiz oluyor insanlar...Baksanıza herkes herkesi seviyor bu zamanda...Sevmek bukadar kolay değil ki...

Seviyorsan,karşındaki bunu yüreğinden duymalı...Gözlerine baktığında,karşındaki içten içe demeli 'beni seviyor' diye...Emek vermelisin herşeyden önce,çaba göstermelisin...Onun için yaptığın hiçbir iş sana ağır gelmemeli,gocunmamalısın...O konuşmadan anlamalısın bi derdinin olduğunu,o çağırmadan gitmelisin onunla...Beklememelisin 'şu zamanı seninle geçirelim mi?' demesini,bilakis sen zaman yaratmalısın yok yere...'Aman nasılsa bugün gördüm/duydum,yarın olmasa da olur' dedin mi,bitmiştir...Belki de hiç başlamamıştır...Sevgi bu düşüncenin olduğu yerde durmaz,hatta sezdiyse bu mantaliteyi hiç gelmez...Canın olmalı bir kere o...O acısa sen acımalısın,o kırıldıysa sen kendinden parça vermelisin ona eksiklerini tamamlasın diye...O uyuyamıyorsa sen gözünü kırpmamalısın...Açsa doymamalısın...Paylaşmaktır sevgi,paylaştıkça çoğalır...Geniş tutmalısın kalbini,herkesin yeri olmalı ayrı ayrı ama ona alternatif yaratmamalısın...Kredisi olmalı her daim sende,hiç bitmeyen tükenmeyen bir kredi...O,yanlış bir şey yaptığında çoğu zaman tolere etmelisin,o krediden yemesine izin vermelisin...Onu kıracaksın,üzeceksin diye 1 değil 10 kere düşüneceksin konuşmadan ya da bir şey yapmadan önce...Eğer bunları yapamam ben diyorsan bas git yoluna..Durma sevginin yanında..

Kimse yanlış anlamasın beni,sözlerim sadece 'sevgili' sıfatlı kişilere değil...Her sevgi bekler bunları,her 'seviyorum' kelimesi bu sorumlulukları barındırmalıdır altında...Ola ki yapamıyorsanız,yapamıyorsak vazgeçmelisiniz,vazgeçmeliyiz...Sevgi denen şey yalan değil a dostlar,sevmesini ama cidden yürekten sevebilmesini bilene...

12 Mayıs 2010 Çarşamba

GİT!...


İçeri girdiğinden beri ilk defa gitmen için açtım kapıyı sana...Sandığın gibi dargın ve kızgın değilim sana...Kırgınlık...Evet belki kırgınım sadece.O da çok sürmeyecek emin ol...Kapıdasın şimdi,tam eşikte...Kapıya gidene kadar kah ben dur deyip tuttum kolundan,kah sen duraksayıp arkana baktın 'acaba gitmesem mi' diyerek...Artık ben kolundan tutmayacağım senin,bu duyarsızlığımdan belki sen de artık dönüp bakmayacaksın geriye...Belki ben bekleyeceğim içten içe dönüp bakmanı,belki sen tekrar kolundan tutmamı...Ama yok,artık ne sen dönüp bak,ne de ben tutayım kolundan...Senin için dışarda akıp giden bi hayat var,benim içinse kapı önünde duran başka bekleyenlerim belki de...Ama bil ki kapıyı ardından kapayacağım bu defa,kapı deliğinden bakacağım ola ki tekrar çalarsan kapıyı,açmayacağım...İyisi mi sen unut benim adresimi,ben de ardından camları açıp göndereyim içeri sinen seni...Hava girsin şöyle içeri,nefesim tazelensin,beynime oksijen girsin yeniden...İyisi mi uzatmayalım ki veda olayına dönüşmesin bu,trajedi yaratmayalım boşa gerek yok ki...Senin bavulun hep kapı ağzındaydı ne de olsa...Hiç açmadın ki zaten o bavulu değil mi???Sadece ön gözünü açtın ben de boşaltacaksın sandım o kadar...Umarım iyi ağarlamışımdır seni kaldığın süre içerisinde....Sakın bana dönüp de 'ama ben sana en son şey demiştim' gibi bir cümle de kurma,sahteliğinin farkındayız ikimiz de boşa olacaktır inan...İlk defa görüyorum ya seni o eşikte biraz değişik geldi bu hal...Beklemeyeceğim ya artık seni,sen de bileceksin ya artık gelemeyeceğini geri...Ne bileyim değişik işte...Ama emin ol hiç bu kadar hissetmedim böyle olması gerektiğini...Şimdi hissediyorum...Sakın ha arama,altrnatifim çok ya nasıl olsa sen bence onları ara,bu saatten sonra...Sitem mi??? Yanılıyorsun,sana sitem etmiyorum...Sadece göz ardı ettiklerimi,yuttum sandıklarını söylüyorum sen giderken...İçimde senle ilgili ukdeler bile kalmasın istiyorum çünkü...Benden bu kadar,eğer senin de söyleyecek birşeyin yoksa-ki sanmıyorum- ben de bu kadar kararlıyken...En iyisi sen artık GİT!!...

21 Mart 2010 Pazar

HANGİSİNİ DİNLEMELİ İNSAN???




YÜREK: Git...Düşünme git...Hep olması gerekenleri yapmak ne kadar doğru??Hem bu kime göre yanlış???Neye göre yanlış???Üzülmekten neden korkuyorsun ki bu kadar???Hangi yaşadığın üzecek seni eskisinden daha fazla??Hem üzülsen de toparlanırsın ki zaten...Hep böyle olmadı mı???Benim kırılmamdan mı korkuyorsun??Boşversene...Ben yenilerim kendimi bilmiyor musun sanki???Nasıl attığıma bir bak dönüp de,hele ki gitme fikri aklına geldikçe...Hem bu zamana kadar en güvendiğin yanın değil miyim senin??Ne zaman dediğim çıkmadı ki söyle!!!Sonra ben sızlarım 'keşke' dediğinde...Ben gitmeni istiyorum hem de ÇOK!!!

MANTIK: Sakın!!!Boşver duymazdan gel çağrısını...Uyma sen yüreğe...Sonra beni yiyorsun gece gündüz...Sürekli yankılanıyor söylediklerim içinde...Ya yine haklı çıkarsam???Korkmuyor musun bundan hiç??Hahaha bir de soruyorum...Tabii ki korkuyorsun...Ne zaman söylediklerimi tuhaf karşıladılar söyle??...Ne zaman sana 'Amaaaannnn ne mantıksızsın!!' dediler bir düşün!!!Demediler değil mi??Demezler...Sen benimle nam saldın farkında değilsin...İnsanlar baş özellik olarak sende,beni sayıyorlar ilk etap...Benden söylemesi,GİTME!!!

YÜREK midir,yoksa MANTIK mı???
Hangisini dinleyince doğruya gider kişi??
YÜREĞE uyunca mı mutlu olur insan,yoksa MANTIĞA mı??
İkisinin savaşından sağ çıkmak için ne yapılmalıdır???
YÜREK git derken,MANTIK kal diyorsa....YÜREĞE uyup gidilmeli midir MANTIĞI arkada bırakarak??Yoksa MANTIĞA uyup kıpırtısız durulmalı mıdır,YÜREK gitmek için çırpınırken???
Korkuyorum, uyduğumun yanlış çıkmasından...Korkuyorum, dinlenilmeyen ve dediği doğru çıkan tarafın beni yargılamasından...Öyle bir tarafa uyulmalı ki,sonunda uyulmayana dönüp NANİK yapılabilinsin...Nasıl bir yol ayrımıdır bu??İkisi de BENken,ikisinin de oluşumuna sebebiyet veren BENken,neden yine de BENim kararsız kalan???

Şimdi ne yapmalı ki???........

5 Şubat 2010 Cuma

Vakit Değişiklik Vaktidir Dostlar...


Vakit değişiklik vaktidir...
Şimdi koymalı takkeyi öne,bakmalı en derinlere...
Çıkartmak gerekenleri silmeli,sırada bekleyenlerden alınmaya layık olanlar alınmalı...
Sonra tekrar GERÇEKTEN ne istediğini bulmalı...Ona göre karar verip o kararlara uymalı...
Geriye dönüp bakmamalı...
Yeni yerler,yeni kalpler,yeni beyinler...Yenilikler keşfetmeye çalışmalı...
Tabii bunları yaparken geçmişten alınan dersleri unutmamalı...
Arada eskilerden çağırmalar olacaktır elbet...O dürtmelere aldırmamalı...
Yarasız günleri hatırlamalı...O günlerdeki gibi hayata sarılmalı...
Gülücükleri tekrar gözlerinin içine yansıtmalı...
Sahte kahkahaları bırakıp sahici kahkahalar atmalı...
Tekrar içindeki gücün farkına varmalı...
Yere basmaları tekrar sağlamlaştırmalı...
Suyu yeniden akışına bırakmalı...
Affetmemek unutturmaz o kişileri...Azad etmeli herkesi kalpten...Affedilmeyen kimseyi bırakmamalı...
Darbelere karşı yeniden cesaretlenmeli...
Yanlışları görmeli,değiştirilecek yanlış düşünceler değiştirilmeli...
'Ah'lanıp 'vah'lanmalar bırakılmalı...
Sadece ve sadece öne bakmalı...
Vakit değişiklik vaktidir artık...
Değiştirilecekler değiştirilip yola öyle devam etmeli...

Dua...


Hasretini çekmişlere,
Tazeyken dul kalmışlara,
Alı gülü solmuşlara,
Gökte uçan kuşlara,
Kurumuş kocamışlara,
Boynu bükük kalmışlara.....
Çok isteyip bulamayana,
Bulmuşken elinden kaçırana,
Kaçırdığının peşinden koşana....
Küskünlere,
Üzgünlere,
Kırgınlara,
Dargınlara,
Yorgunlara...
Yalnızlara,
Bahtsızlara...
Elinden geleni ardına koymayana,
Varını yoğunu serip gocunmayana...
Yaptığından pişman olmayana,
Pişman olacağı şeyleri yapmayana...
Hatasını anlayıp daha yapmayana...
Tokgözlü olana,
Açıksözlü olana,
Riya bilmeyene,yılandan korkmadığı kadar yalandan korkana,
Yürekli olana...
Aldatmayana,aldanmayana...
Kıymet bilene,
Herşeyden öte sevmesini bilene...
Can-ı gönülden isteyene...
Ona şuna buna....
Bu yazıyı okuyan herkese...
E arta zaman kalırsa da bana :)))

Öncelikle hayırlısını sevdir,sevdirdiğini ona VER VER VER VER...VER ALLAH'IM VER... :)))))))))))