Hakkımda

Fotoğrafım
Akıllı geçinen bir deli, ya da deliliğe vuran bir akıllı...İşte orası tam bir muamma olan şahsına munhasır bir kişiliğim esasında....

12 Şubat 2011 Cumartesi

Yıkık Şehrin Öyküsü...

Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir durumdayım…Yaşadığımı tam anlamıyla telaffuz edebileceğim kelime mevcut mu?Sanmıyorum…Varsa da ben bilmiyorum…’Hayal kırıklığı’ olabilir mi? Ya da ‘güven yitimi’? Belki ‘bezmişlik’? Belki ‘yorgunluk’?...Aslında çoktan seçmeli cevapların sonundaki şık gibi,hepsi…

Uzuuuuuuuunnnn uzun anlatmaya mecali de olmuyor insanın hani…Tek bir kelime olsa,’neyin var?’ diye sorduklarında ‘şuyum var’ diyebilsem keşke…Ama bir tanesini söylesen,diğeri eksik kalıyor…En can acıtanını söylemem gerekiyomuş ya hani,iyi de bunların hepsi canımı acıtıyor…Evet belki bu olabilir,benim canım acıyor…Alt başlıkları çok sadece,ama işin özü bir; benim canım acıyor…

Kalbimde koccaaaaa bir kütle var sanki…Ordaki ağarlık sürekli rahatsız ediyor beni…İçine baktım nedir bu ağırlık diye bir de ne göreyim? Kalbimin yeşil alanı kalmamış…İnşaat dolmuş her yeri…İzinsiz yapılar çoğunlukta üstelik… Bir de bu yetmezmiş gibi tammmm ortada yıkıklar var…O harabe de ne diyecekken bir zamanlar en yüksek,en cafcaflı,en güzel binam yıkılmış benim…Meğer geçen günkü gürültü patırtı ordan gelmiş…Etrafta sadece gecekondular kalmış…Çoğu boş…

Bu bahsettiğim yıkık yapıda oturanlar çok elit kişilerdi…En özel kesimden yani…Bina full donanımlıydı…Oturan kişilerin güvenliği ön plandaydı…Yabancı kimse giremezdi o binaya,ayrıca zırhlıydı…Dilenci ya da seyyar satıcı hiçbir şekilde yanaşamazdı…Ayrıca sınırsız kredileri vardı yüreğimin bankasında…Zaten oturan da çok azdı… Giriş katı boştu,kiraya verilirdi…En son kiracı fena çıktı,,,Geleni gideni bitmedi,zaten aldığı gibi bırakmamıştı o katı,eski haline tam anlamıyla gelemedi hiçbir zaman…. Girişin bir üstünde çok cici bir kız otururdu…Çooookkk uzun yıllar oturdu orda tek başına,sonra bir gün haber vermeden çekti gitti…Çatı katında sakin bir aile otururdu…Kimi zaman müzik sesini fazla açarlardı o kadar…Tek rahatsızlıkları buydu,kuru gürültü… Orta kat…. Ahhhh o orta kat… Orta kat binanın ennn güzel yeriydi… O katta gençten bir çocuk otururdu… Çatıdaki aile sesi fazla açsa ev sahibinin rahatsızlığını bir şekilde aza indirirdi… Giriş kattaki kiracı kimse, evi kötü bıraktığında içini o yaptırırdı… Binanın dış cephesini,çevre düzenlemesini hep o üstlenirdi… ‘Sanırım bu binaya ortak edeceğim onu.’ diye düşünüyordu ev sahibi…

İlk terk eden çatıdaki aile olmuş…Sonra o cici kız çıkmış evden…Ama geri geleceğini bilirmiş ev sahibi…Giriş katını saymıyorum,o zaten boştu…Aslında o katı tamamen boşaltıp kapatmayı düşünüyormuş ev sahibi…Duydum ki en son ‘gitmez’ dediği orta kattaki çıkmış…Neden diye sormuş defalarca ama cevap alamamış…Gelir diye düşünmüş ilk başta,bırakmaz demiş ama gelmemiş o çocuk…Artık ev sahibi de beklemeyi bırakmış…

Hal böyle olunca bina boş kalmış… Meğer bütün dengeyi oturanlar kuruyormuş…Bir kat sallansa diğeri devreye girip sarsıntıyı önlüyormuş…Şimdi ise boşluktan yıkılmış…Baktığımda gördüm,bildiğiniz harabeye dönmüş…Nasıl yapar nasıl eder diye düşünürken gözüme takıldı,o ailedeki hanım gelmiş ama uzaktan seyrediyor şimdilik…O cici kız gelmiş,tutmuş bir işin uzundan zaten varlığı yetiyordu… O ortadaki çocuk takmış kulaklığı kulağına arkasını dönmüş gidiyordu…Bağırdı ev sahibi arkasından,’gitme bak bina yıkılıyor’ diye,duymadı…Belki de duydu da umursamadı…Onca zaman apartmanın en güzel,en konforlu katında oturmasına rağmen giderken içi hiç burkulmamış gibiydi…Elleri ceplerinde,ıslık çala çala gidiyordu…Arkası dönüktü göremedim,gözleri yaşlı mıydı değil miydi? Bilmiyorum...

Ev sahibi ahlanıp vahlanma evresini geçmiş…Şimdi ‘ben ne yapacağım’ın derdinde… Oturmuş düşünüyor,tekrar bu apartmanı nasıl inşa ederim diye… Eee ne de olsa 28 yıllık bina,kolay değil haliyle…

Evet içimdeki ağırlığın sebebi buymuş… Şimdi kafatası şehrinin sahibinden ve de dost mu düşman mı bilemediği ‘zaman’dan yardım bekliyor… Adres belli;

İnanç mahallesi,Huzur sokak,Güven apartmanı… KALP/AFRODİT-S

Ya bu arada kalbime sormayı unuttum..Bahçede oynayan çocuğa ne oldu acaba???


3 yorum:

  1. giriş kat yine kiraya verilir, ama araştırılıp, yeterli görüşmeler yapılıp...
    ev sahibinin maddi durumu iyidir, kirişler sağlamdır, beton hazırdır, temel zaten iyi atılmıştır, bir boya yaptırılır leke tutmayanından, mutfak dolapları değiştirilir yine kırmızılı ışıl ışıl, banyo taşları yenilenir, biraz zaman alır ama olsun, ev yıkılmadı ya önemli olan bu... ev sahibi acele etmese iyi olur, evinin iyi bir mevki de olduğunu unutmamalı fiyatı düşürmemeli, hali vakti yerinde bir kiracıyı almalıdır.. kontrat yapmayı elbette unutmamalıdır...

    girişin üstündeki cici kızda belki sıkılmıştır, kırılmıştır, kızmıştır..belki o kıza bir kahve vermemişsindir, kırk yıl hatırı vardı kahvenin bir sohbet çok mu görüldü demiştir, kapımı bir çalmadı, bir selam vermedi, bi havalara girdi bu bina sahibi de demiştir. yan binanın komşularına pek bi kapıldı hıh! ne yaparsa yapsın demiştir. e biraz da gururludur hani burnu düşse yere eğilip almayanından ama arada selam veriyor sanki, bi gün kahve içmeye git istersen, seni ihmal ettim de eminim kapısını açar. sever "aslında" seni.

    ....

    bahçede oynayan çocuk mu... o biraz hasta olmuş... ateşlenmiş. annesi falan kızmış ona, ne diye soğuk su içiyosun, terliyosun, hiç kendi kıymetini bilmiyosun hiç demiş.. ama nazlamamış... diğer arkadaşları dışarda oynuyor, bazısı hasta bazısının karnesinde zayıf var cezalı, birisini köpek ısırmış kuduz aşısı yaptırmış :), birisinin eline paslı çivi batmış, birisi playstationa dalmış...birisi de bi duvarın üstüne oturmuş ayaklarını sarkıtmış olanları izliyormuş.. az sonra aşağı inip saklammbaaaaaaaç oynayaaaaan kaleye mum diksiiiiiiiin ... dicekmiş...

    bina düzelir...
    üstüne kat bile atılır imara uygunsa..
    kiracılar gelir...
    ev sahipleri yine neşeyle gülüşür...

    olsun...
    her evden ağlama sesleri yükselir...
    istanbulda her bina depremden etkilenmiştir. ama sağlam olanlar yıkılmamıştır...

    YanıtlaSil
  2. Bina yıkılmadı, deprem oldu, üstüne biraz bişeyler düştü, sen yıkıldı sanıyosun...

    Hava aydınlansın, bahar gelsin, yeşillikleri de görürsün...

    İzinsin yapılar arttıysa, boş bırakmışsın çevreni demektir, yıkım emri ver hemen...

    kaldır başını o kafanı yapıştırdığın yastıktan, dik dur ve sabah "hayat, merhaba.. ben hala burdayım ve seni seviyorum" de...

    YanıtlaSil
  3. ben hayatı da seviyorum,seni de seviyorum... :)

    YanıtlaSil